İcracı sanatçıların hakları, eser sahibi haklarına göre ikincil olarak gelişmiş ve şekillenmiştir. Ancak icracı hakları yerine göre, eser sahiplerinin izni ile onların eserlerini icra etmelerine karşın, fazlasıyla öne çıkabilmektedir. Dolayısıyla icra sanatçılarının hukuki statülerinin koruma altına alınması önem kazanmıştır.
Bir sanat veya folklor eserini özgün biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, oynayan, çalan veya başka biçimlerde icra edenler “icracı” diğer bir deyişle “bağlantılı hak sahibi” dir. Enstrüman çalan müzisyen, piyeslerde rol oynayan aktör, edebiyat ve sanat eserlerini yorumlayan sanatçılar, dansçılar, aktörler, sinema ve tiyatro oyuncuları, dekor sanatçıları, şiir ve hikayeleri özgün biçimde seslendirip anlatanlar vb. icracı olarak kabul edilmektedir. İcracı sanatçılar kendi duygu, düşünce ve sezgileri gibi yetenek ve teknik becerilerini kullanarak ve yeni bir eser yaratmaksızın var olan eserin üçüncü kişilere iletilmesini sağlarlar.
Örneğin;
- Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı” eserinin sahnelendiği tiyatroda eserdeki Ali rolünde olan sanatçı Engin Cezzar
- Ünlü besteci Mozart’ın “21. Piyano Konçertosunu” çalan Fazıl Say
- “Davacı” adlı sinema filminde rol alan Kemal Sunal
- Şekip Ayhan Özışık’ın “Yeterki Gel Bana Senede Bir Gün” adlı bestesini seslendiren Emel Sayın
Eserin hak sahibine maddi ve manevi zarar vermeden yerine getirilen icralar (performance) gereği icra sahibine, maddi ve manevi haklar tanınmış olup icra sanatçıları hukuki koruma elde etmişlerdir.
İcra sanatçılarının söz konusu hukuki korunmadan yararlanabilmesi için iki koşulun bir arada bulunması gerekmektedir. İlk koşul, icraya konu edilen şey “eser” vasfı taşıyan bir fikri ürün olmalıdır. Dolayısıyla eser niteliği taşımayan ürünlerin icra edilmesi halinde icra sahibinin hukuki koruma elde etmesi mümkün görünmemektedir. İkinci koşul, icranın “özgün biçimde” yapılmasıdır. Eser sahibi kendi eserini icra ettiğinde hem eser sahibi hem icracı sıfatını alarak her iki meslek birliğine üye olmaya ve her iki hukuki statünün korumasından yararlanmaya hak kazanır.
A) MALİ HAKLAR:
- İcrasının tespit edilmesi
- İcranın canlı verilmesi
- Temsili
- Tespitin çoğaltılması, kiralanması ve veya ödünç verilmesi dahil olmak üzere yayılması
- Radyo-TV, uydu veya kablo gibi telli veya telsiz yayın kuruluşlarında yayını ve yeniden yayını
- İşaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayın veya yeniden yayınına
- Dijital ortamda umumun erişimine açmaya
- Telli ve telsiz araçlarla umuma iletimine
B) MANEVİ HAKLAR:
- İcra sahibi olarak tanınma
- İcrasının itibarını koruma (tahrifat veya bozmaya karşı çıkma)
Günümüz dünyasının merkezinde bulunan televizyon, internet gibi çoğaltma, yayma ve veri barındırma araçlarının varlığı, yaygınlığı ve hızlı gelişiminin karşısında yasal düzenlemelerin gelişimi yavaş kalmıştır. Bu durum icra sanatçılarının maddi ve manevi zarara uğramasına sebebiyet vermekte ve bu konuda düzenlenen yasalar yeterli korumayı ne yazık ki icra sanatçılarına sağlayamamaktadır. Dolayısıyla fikir ve sanat eserleri hukuku alanında uzman bir avukat danışmanlığında çalışmak icra sanatçısının hak kaybına uğramaması için tavsiye edilmektedir.